1 Mayıs 2013 Çarşamba

"Big Brother Is Watching You!"


Markaların, müşterileri hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak istemeleri kadar doğal bir durum yok elbet. Kitlesel üretim süreçlerini çoktan geride bıraktığımız günümüzde; işletmeler artık kişiye özel hizmetler sunmak zorunda oldukları için, bir yığın bireysel bilgiyi depolamak durumunda kalabiliyorlar. Gayet farkında olduğumuz gibi de, teknolojik olanaklarla, sosyal medya dediğimiz oluşum ile bilgi sahibi olma süreci, çok ciddi bir evrim geçiriyor.

Sosyal medyadan alınan bilgilerin ne kadar doğru olduğu hep tartışılır. Çünkü insanlar oldukları gibi değil, başkalarına görünmek istedikleri gibi davranabilirler bu ortamda. Yine de kullanılması ve yorumlanması bilindiği takdirde, büyük veri büyük avantaj ve sosyal ağ etkileşimlerinin hacminin büyümesi de bunun en iyi kaynağı. Biz tüketiciler olarak büyük veriden, ihtiyacımız olan hizmetlerin bize teklif edilebilmesi açısından olumlu etkilenebiliriz.  

Büyük verinin tüketicinin ihtiyacını anlaması ile ilgili, CRM uzmanlarından farklı hikayeler dinlenebilir. Bahsedilenlerden en klasiği ama bana sorarsanız büyük data kullanımını en iyi açıklayan, hamilelik endeksi örneği. Tüketicinin hamile kaldığını, kredi kartından ya da online olarak yaptığı alışverişlerdeki değişimlerden (organik ürünler kullanmaya başlamasından, saç boyası gibi kimyasal madde alımlarının, sigara-alkol tüketiminin bırakılmasından), Facebook’ta gezerken “like”ladığı sayfalardan anlayabilmek, buna yönelik hizmetleri teklif edebilmek açısından çok önemli.

Fakat bu konuda hep sorulan, tüketicilerin ya da sosyal medya kullanıcılarının bilgilerinin saklanmasının ve kullanılmasının ne kadar etik olduğu. Üyesi olduğumuz sitelerin,  bilgi saklama hakkını gizlilik sözleşmelerinde barındırdığı bir gerçek. Dolayısıyla kullanıcılar olarak biz, aslında bu maddeyi onaylayarak başlıyoruz işe. Yine de insan, büyük verinin Orwelleşmesi argümanını da pas geçemiyor. Bildiğiniz gibi, George Orwell’in 1948’de yazdığı, son rakamlarının yerlerini değiştirerek 1984 ismini verdiği distopya romanında, yatak odalarına kadar gözetim altında yaşayan ve düşünceleri bile okunan bir toplumdan bahsediliyor. Orwell’in günlük hayatımıza aktardıklarımızdan biri olan meşhur “Büyük Birader” (Big Brother) kavramı, uzun bir zaman politik benzetmeler için kullanıldı. Son zamanlarda büyük veri de,  “Okyanusya” daki gözetlemeyi kontrol eden sistem Büyük Birader’in mottosunu kullanıyor: “Büyük veri sizi izliyor!”.

CRM uzmanlarını heyecanlandıran, tüketicileri ise zaman zaman endişelendirebilen büyük veri kullanımı; beğendiğiniz markaları, politik duruşunuzu, dini tercihinizi, cinsel yöneliminizi ve hayatınızla ilgili daha birçok bilgiyi ortaya çıkarabilir. Dolayısıyla son dönemlerde sık sık verilen sosyal medyayı ve aslında genel olarak interneti kullanma tavsiyelerini dikkate almakta fayda var derim ben.

 *İllüstrasyon Keith Negley’e aittir.

**Bu yazı 27.04.2013 tarihinde Aristolog'da yayınlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder